31 Ekim 2011 Pazartesi

GEÇMEZ ZAMANLARI DÜZENLEMEK

Yılanlarla sarmaş dolaş yüzmeyi öğrenmem lazım, denize düştüğümde boğulmamak için... Hatalarımı düşünerek zaman kaybetmektense, hata yapma korkusuzluğuyla yaşamam gerek...



Pamuk ipliğine bağlı gülüşlerim, bir kıvılcımla kopacak kadar zayıf... Kendimden kaçışlarımda, yakaladığım anlamsız tebessümlerim... Bir kelime etme yanlızlığıma dair. Akşamı hatırlatma mesela, çalmayan telefonları, geceyi, sigara dumanı kaplı salonumu, boş duvarları, yalnız uyanılan sabahları...


Biliyorum dön demeyeceksin. Onun için geçmez zamanları düzenlemem lazım... Duygusuz yolculuğumda keskin virajlardan geçmem lazım, kendime yetebilmek için... Kişilik bölünmelerine yer ayırmamak lazım boş raflarda... İki kişilik masalarda tek kişi oturabilmeliyim, yüzümü duvara dönüp...


Savunmak istemiyorum sabahları, onlar kendi yanlızlığında savunur kendini zaten bitmeyen gecelere... Geçici meşgaleler sadece güneşli saatlerin katili...


Telefon rehberinde bulamadığım dostlar için "mutluyum" makyajı yaptım. Çok beğendiniz biliyorum, siz keyfinizi bozmayın... Bir de acımazlık maskesi taktım acılarımı kapatmak için... Belki o da yetmeyince acımasızlık işleyecek yüzüme, içime... O zaman rehberi komple silmek gerekecek, yenisini oluşturamadan...


Salonumdaki duman bulutu tahammül sınırlarımın altında... Alkolün kaçırdığı ağız tadım kadar anlamsız sigara... Çatık kaşlarımın altındaki yorgun bakışlarımla beraber akmıyor gözyaşları... Keskin bakışlarım kesmez kimseyi, çünkü boş onlar... Tahammül sınırlarımı daha aşağıya çekmeliyim, sigara dumanı üstünden süzülüp çıksın diye... Tahammül etmek zarar veriyor belliki bana...


Kusura bakma, belki de tanıyamacaksın bu adamı, makyajım ve maskem yapışınca yüzüme... Aldırma sana asla zarar vermez bu acımasız... Hem insan kendi hayat damarlarına nasıl zarar verebilir ki?

2 yorum: